Ölüm bile kalp kırıklığını almıyor. Kalp kalbi kıran karşısında kaçınılmaz bir çekingenlik yok edilemez bir ritim bozukluğuyla çarpıyor. Belki de Yüce Yaratıcının "Kul hakkını affetmem helalleşip gelin!" dediği yer de tam burasıdır.
İnsan gerçekten de kalp kırmakta mahirdir. Bir söz bir davranış bir dokunuş bir ima... Hiç ummadık bir anda ve ummadık biçimde hem de son derece derin oluyor kırılma. Ancak insan kalp kırmada mahir olduğu kadar gönül almada da mahir... Hiçbir maharet ise kırılan gönüldeki kırılma anına dair o belli belirsiz izi silmeye yetmiyor. Lütfen ama lütfen kalbimi kırma çünkü içinde sen varsın...
***
Artık bana kendini şarkılarla anlatma şiir dizelerine gizleme kendini. Ben sözden nefesten geçtim. Bir cisim olarak düşünme beni bir ruh olarak başka bir şeyim ben; tıpkı senin gibi biraz anlamlı biraz anlamsız biraz tanımlanabilen ve biraz tanımlanamayan.
Perdeler misali pencerelere asıyorum gözlerimi ah gelir geçer bu kaldırımlardan diye. Olmuyor.
Ah ben kapı eşiklerinde uyuyup uyanırken taştan yastıklara başlarını koyan gölgeler gibiyim peşinde... Yayılsam bir renk olup gökyüzüne ya da binip güneşin ışıktan atlarına düşsem peşine...
Yoksun.