Issız gecede korku olanca haşmetiyle kol gezerken şiddetini arttıran rüzgâr üzerimize lanetler yağdırmakta idi. Biz yirmi dört sevdalı halkına düşkün gözünü budaktan sakınmayan arsanlar ''Her şey vatan için'' şiarıyla öz yurdumuzda sürgün muzdarip halimizle suskunluğa hapsolmuştuk.
Boğazımıza acı lokma olup düğümlenen esareti hazmedecek mecalimiz kalmazken her başvurduğumuz yolun sonu hüsran ve ümitsizlikti.
Kapana kısılmış kurt misali vücudumuzda açılan yarenleri unutma gayretindeyken tutunacak dal güvenecek dağımızın olmayışı sebebiyle kimimizin içimizde tutuşan hürriyet ateşine rağmen nasırlı ellerimizi tetiklerden bırakası geliyordu...