Asr-ı Saadet; Kur'an'ı Kerim tefsiri tasavvufi ve batını olarak ilham ile yazılmış bir tefsirdir. Bu tefsirde kaynak olarak kişilerin fikirleri değil bizzat ayetler gösterilmiştir.
Zamanımızda Kur'an'ı Kerim'in bazı ayeti kerimeleri birbirlerinin kopyası olarak yanlış açılmış ve bu yanlış açılımlar neticesinde Allah'u Teala sıfatlanmıştır. Halbuki Allah'u Teala bütün eksikliklerden ve noksanlıklardan münezzehtir. Allah'u Teala insanların akıllarına sığmaz. Ancak gönderdiği ayeti kerimelerle insanlar Allah'u Teala'yı kendi akılları nispetinde kavrayarak idrak ederler.
Mesela Araf suresi 172. ayeti kerimesi yanlış açılmış Adem aleyhisselamın bellerinden zürriyeti çıkarılarak Allah'u Teala ile ahitleşilmiş. Sonra da ana karnında mı kalubelada mı yoksa dünyada mı denilmiş. İşte böyle ayeti kerimelere tefsirde açıklık getirilmiş ve böyle ayeti kerimelere kaynak olarak ayetler gösterilerek Asr-ı Saadet tefsiri yazılmıştır.
Yanlış açılmış olan ayetlere bir örnek daha verecek olursak Araf suresi 179. ayeti kerimesinde (Andolsun biz insanların ve cinlerin birçoğunu cehennem için yaratmışızdır) demeleriyle yine Allah'u Teala'yı sıfatlandırmışlardır. Ayrıca Allah'u Teala (dilediğini cennete dilediğini cehenneme sokar) demekle yine Allah'u Teala suçlanmış insanlar bu durumda bunalımlara ve çıkmazlara girmişlerdir. Bunun gibi birçok ayeti kerimeleri de yanlış değerlendirilerek manaları saptırılmıştır. Buna da bir örnek verecek olursak (Sidreyi o dem bürüyen bürüyordu) ayeti kerimesi karşılığı Cebrail aleyhisselam olduğu bildirilmiş ve bunun böyle olmadığı ayeti kerimelerle Asr-ı Saadet tefsirinde ayetlerle ispatlanmıştır.
Asr-ı Saadet tefsiri sekiz ciltten ibarettir. Bu tefsiri birinci ciltten başlayarak ciltler arasında kopukluk yapmadan (bir cildi bitirmeden başka bir cilde geçmeden) sırayla ciltler okunduğunda insanların dini üzerinde soracak hiçbir soruları kalmayacaktır. Dini üzerinde çıkmazlara girenler de hayat bulacak ve dini İslamın güzelliği karşısında insanların dini bilgilerini bir radar gibi görebilecektir.