Bizde felsefe yapmak hep uçuk ve soyut şeylerden söz etmek anlamına gelmiştir. Elinizdeki kitap ise bu anlayışı önyargıyı silecek cinsten.Zygmunt Bauman burada "pratiğin felsefesini" yapıyor. "Postmodern" dünyada kesin olan tek şeyin "belirsizlik" olduğunu ve "olumsallık" değirmeninin bütün "paradigmaları" her an "yeniden kurduğunu" gözlemliyor. Bundan dolayı da hiç kimsenin "avangartlık" iddiasında bulunamayacağını; çünkü "olumsallık" değirmeninin içinde öğütülmekten kaçışın mümkün olmadığını söylüyor. "Postmodern pratiğin felsefesi" olarak nitelendirebileceğimiz bu çalışmanın kendi özgün "temelleri" de var: Özgürlük daha fazla özgürlük; farklılık daha fazla farklılık; ve bir de (bunların sürekliliğinin sağlanması için) dayanışma daha fazla dayanışma.