Jutta o gün her öğle vakti okul dönüşünde el salladığı büyük annesini pencerede görememişti.
Büyük anne hastaydı. Jutta onun ölme ihtimalini düşünmek bile istemiyordu. Bu belirsizlik onun; köy çocukları tarafından hiç sevilmeyen "Domuzcuk" ve "Şişko" diye çağırılan Dirk'e yaklaşmasını sağlıyor. Jutta ve Dirk birbirlerine ailelerinden ve anılarından bahsederken "fısıltı mağarası"ndan köy mezarlığına bir dizi macera yaşanıyor.
Bu kitap Yazar'ına 1987 yılında "Alman Gençlik Edebiyat Ödülünü" kazandırdı.