Sağır Soba yaşantımızdaki toplumsal sağırlıkları anlatırken Mustafa Kemal Atatürk'e yazılan bir mektupla başlar. Günlük yaşantımızda karşılaştığımız olayların bir öyküsüdür Sağır Soba. Yaşantımızın birçok aşamasında karşılaşıyoruz sağır soba tavrıyla. Siyaset sağır siyasilerin büyük bölümü duymaz duymazlıktan gelir durumda. Yerel yöneticilerin durumu farklı değil. Kimi siyasetçilerin söylediklerini kendi kulakları duymuyor. Bir gerginlik politikasıdır sürüp gidiyor. Sosyal devlet yapısı sallanıyor. Devletin toplumu yakından ilgilendiren kurumları 'isteyerek istenç ve irade ile bir plan içinde sağırlaştırılıyor' düşüncesine kapılıyor insan.
Türkiye'de bir şeyler sağır soba gibidir.
Adaletin sağır soba konumuna düşürülmesi acı vericidir. Geç kalmış adalet ne ısıtır ne yakar. Sadece acı verir.