Gücünün zirvesinde iken uydurma gerekçelerle mahkum edilmiş; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı elinden alınmıştır. Ama o yılgınlığa düşmemiş yazıklanıp küserek hedefinden şaşmamıştır. Kısaca siyasette defalarca iniş yaşamış; Ama her dafasında daha da güçlenerek ve çıtasını daha da yükselterek siyasi yürüyüşünü sabır ve metanetle sürdürmüştir. Zaten Erdoğan'ı lider yapan da budur. Küsmeyen kahretmeyen asla yılgınlık göstermeyen ve hedefin en uzak noktasını gözleyen sahici bir lider. Yunus misali her durumda gönlünün dergahına düz odun taşıyan gereğini yaptıktan sonra gerisini iradenin asil sahibine bırakan mütevekkil bir insan...
Bulunduğu konumların hakkını vererek ilerledi. Bu yürüyüşte sadece bulunduğu yerden güç alan değil oraya güç ve değer katan olmasını bildi. Dinamizmi getirdiği yenilik ve açılımları ile hem kendi ismini hem de partisinin çizgisini hep yukarılara taşıdı. Değişime öncülük ve önderlik etti. Adam ve kariyer kollayan değil işe odaklanan ve kolektif başarı kovalayan oldu. Gereken sabra azim ve iradeye sahipti...Çünkü O bir maraton koşucusuydu...