Bal çiçeklerini bilir misin
Mor renkli olanlar hani
Arılar gibi düşerdim peşlerine
çocukluğumda
Taşlı topraklı demeden
Sonra koşardım peşlerinden sokak
köpeklerinin
Girerdim kuraklık gelmeden önce
ırmaklara
Korkmazdım hiçbirinden
Çıkardım en aksi adamın erik ağacına
Şimdi korkağın biriyim
Bağıramıyorum bile camı açıp
Ben bu adamı seviyorum diye
Öyküsüz Bal Çiçekleri Sevgilinin ardından bir yüzleşmeyle başlıyor...
Hüznü ince ince mısralarına dağıtıyor.
Ayrılığı da aşkla taşıyor aşkla yazıyor.
Çocukluğunu her daim cebinde taşıyor.
İstanbul kalpleri taşlayan anarşist bir çocuk onun için.
Yaralar alsa da yoluna devam ediyor.
Sonra yine Orhan Veli'nin yanına varıyor:
Döndüm dolaştım yine Orhan Veli'ye
döndüm /Anneme döndüğüm gibi /
İnatçı adam / İyi ki seninle bir köprüde
Karşılaşmadık