Özgür toplumun ilkesi "herkese gereksinimi kadar"dır. Geleceğin gereksinimlerini bugünden bütünüyle bilemeyiz. Ama geleceğin tohumu-parçacıkları bugünün komünist insanıdır. Burjuva akıl tekniğin gücüne dayanarak gerekli-gereksiz herşeyi üretip piyasaya sunuyor bilinçleri esir alarak bu metaları zorunlu gereksinimler olarak dayatıyor. Toplum bu metaları gereksinimmiş gibi algılıyor. Ekonomik insan tüketim çılgınlığı böyle oluşuyor. Tüketim çılgınlığı insan hayatını iyice renksizleştirip ruhsuzlaştırma noktasına vardırmıştır. İnsan sosyal kültürel ahlaki olarak kendini tüketmeye vardırmıştır. Mutsuzluk güvensizlik geleceğe inançsızlık bireysel doyumsuzluk meta tüketimi ile doldurulmaya çalışılmaktadır. Kişilikteki boşluğu meta ile dolduramayan mutluluğu yakalamayan insanın ruh sağlığı bozuldukça intiharlara sürüklenmektedir. Tek-nolojik determinizm ve ekonomizmle damgalanmış bir alıklaşma tüketim açgözlülüğü ve sahip olma hırsıyla dolup taşmış kişilikle hesaplaşma gerçekleştirmeden geleceğin özgün bireyi yaratılamaz. İnsanın insanla doğayla vicdanıyla ruhu ve yüreğiyle ilişkisini öne çıkaran maneviyatı temel alan bir kişilik yaratamadan gelecek toplumu görmek mümkün değildir. Sosyalizmi komünizmi "sahip olma" ilişkisinden kurtaracak özgür ruhların yaratılması hedeflenmelidir. Böyle bir toplum "hayal" gibi gelebilir. Ama zihinler böyle örgütlenmediği sürece mülkiyete meteya boyun eğişten kurtulamayız.