Sosyal olayları tek bir sebeple açıklamanın ilmî olmadığını hepimiz kabul ederiz. Bu olayları izah etmek için pek çok sebep saymak pekâlâ mümkündür. Ancak bunlar arasında kavram kargaşasını zikretmeden geçmek imkânsızdır. Beşeriyet tarihinde birtakım anlaşmazlıklar olagelmiştir. Bunları uzlaşma yoluyla çözmek de her zaman münkün olmamıştır. Birinin doğru kabul ettiğine diğeri rahatlıkla yanlış diyebilmektedir. Bu kadar zıt fikirlerin ifade edildiği bir ortamda her türlü spekülasyondan uzak ilmî değerlere dayalı olarak kavramların anlaşılmasının ve tanımlanmasının ne kadar önemli olduğu apaçık ortadadır.
Geçmişte ve günümüzde Ehl-i sünnet ve Şia'nın benimsemiş oldukları İslam anlayışını Kur'an Peygamber-Sünnet/Hadis ve Ehl-i Beyt anlayışı belirlemiştir. Ancak anlayış farklılığı insanoğlu ile ilgili bir olgudur. Bundan dolayı sahabeden günümüze kadar Kur'an ile Sünnet ümmetin müşterek referansları olmasına rağmen ilk nesillerden itibaren farklı anlayışlar görülmüştür. İlerleyen yıllar içinde bu farklı anlayışlar daha da büyümüş bazen ifrata bazen tefrite dönüşmüş neticede sağlıklı bir Sünnet/Hadis ve Ehl-i Beyt anlayışının yeniden ortaya konulması zorunlu hale gelmiştir.