Uzandığı yerden doğruldu. Etrafına baktı. Sabahın ilk saatleri olmasına rağmen Güneş Batı yönündeydi. Saatini kontrol etti. Dijital saati 07:58'i göstermekteydi. Tüm bedenini bir ürperti kapladı. Aman Allah'ım! Yoksa yoksa... Vakti geldi mi!
Ufukta belli belirsiz bir hareketlilik oldu. Bir bulut yığını dalga hareketi yaparak büyüdü. Rengi alev kızılı ve katman katman olan bir bulut yığını... Birbirine geçen halkalara dönüştü. Halkaların kenarları koyu mor motiflerle bezeliydi. En dışta bulunan halkadan kopan bir parça aşağı doğru yuvarlanıp bir tepeciğin üzerine düştü. Bulut parçası tepeciği bıçak gibi yardı... Tepeciğin yarılması ile topraktan sapsarı bir ışık huzmesi fışkırdı. Ortalığı renk cümbüşüne çevirdi. Işıkların arasından devasa bir buz kütlesi belirdi. Buz etrafına serinlik yerine yakıcı bir sıcaklık yaydı. Kütlenin üzerinde bir rakam yazılıydı:
"77"