Bu roman hep güneşe bakan bir dapirin (nine) sessiz çığlıdır. "Havaya yanık et kokusunun yayıldığı" 1938 Dersim katliamında annesi ve çocuk yaşta üç kardeşiyle sürgüne gönderilen Gülazare'nın "emanet sözü" (Qesa emanete)'dür. Katliamda babasını amcalarını ve on yedi yakın akrabasını yitiren bu kadın acılar yumağı ve kan deryası içinde umudunu daima korudu hasretini güvenle taşıdı.
Dersim'de çocuk çığlıklarının kadın feryatlarının dört bir yanı sardığı ortamda uzun ve çileli zorunlu göçe çıkarıldı. Köklerinden koparılan fidanlar misali yabancısı olduğu diyarlara sürüldü. Bitmeyen sonu bir türlü gelmeyen bir yolculuktu yaşadıkları... Yaşamı boyunca o "kara günler"den kalma sessiz çığlığı dünüyle geleceği arasında daima ince bir köprü oldu.
Dapirden bu emanet sözü alıp romanlaştırarak bizlere ulaştıran Caner Canerik bir kez daha kapımızı çalmakta ve gönüllerimize seslenmektedir.