Halil İnalcık Kemal Karpat Cemal Kafadar İlber Ortaylı Mehmet Genç Bernard Lewis Donald Quataert Linda Darling Jane Hathaway Douglas Howard Rhoads Murphey Uğur Tanyeli Jonathan Grant'ın yazılarıyla yeni bir Osmanlı Tarihi yazılıyor...
"Osmanlı tarihi" denilince hafızamıza düşen tablo aşağı yukarı şudur: Söğüt'te başlayıp Bursa'da kıvam kazanan kuruluş döneminde Osmanlı İstanbul'un fethiyle yükselişe geçmiş ve bu süreç zirvesine ulaşığı Kanuni devrine kadar sürmüştür. Ancak bu 'Altın Çağ' Kanuni'nin 1566'daki ölümüyle sona ermiş ve duraklama dönemi başlamış 2. Viyana yenilgisi ise gerilemeyi belirgin hale getirmiştir. Bunu 18. yüzyıldaki çöküş 19. yüzyıldaki parçalanma ve nihayet 1922'deki yıkılış izlemiştir.
Bu aşinası olduğumuz tabloda dikkat çeken nokta Kanuni'nin ölümüne kadar geçen yaklaşık 250 yılı olumlu ondan sonraki 350 yılı ise olumsuz olarak resmetmesidir. Böylece aslında bizim "Osmanlı tarihi" dediğimiz ve öğretme hevesini duyduğumuz tarih neredeyse asıl tarihinin yarısı bile değildir zira duraklama gerileme çöküş denilince öğretenin de öğrenenin de hevesi büyük ölçüde kaçmaktadır. Dolayısıyla böyle yarım yamalak bir tarih okuyarak yetişen insanlardan oluşan bir toplumun çağdaş bir tarih bilincine ulaşmaları elbette beklenemez.
Öte yandan Halil İnalcık'tan Linda Darling'e İlber Ortaylı'dan Douglas Howard'a Cemal Kafadar'dan Rhoads Murphey'ye Mehmet Genç'ten Donald Quataert'e Kemal Karpat'tan Jonathan Grant'e Uğur Tanyeli'den Cornell Fleischer ve Jane Hathaway'e ve daha pek çok Osmanlı uzmanına göre kitaplarımızda okuttuğumuz "Osmanlı'nın gerilemesi" apaçık bir olgu değil çözülmesi gereken bir problemdir. Üstelik bir tarihçinin tarihte ilerleme veya gerileme olmasına 'takması' ne kadar bilimsel bir tutumdur? Bir bilim adamı olarak tarihçinin 'ileri' dönemleri kendisine yakın bulurken 'geri' dönemleri ihmal etmesi ne kadar anlamlıdır?
Osmanlı tarihi araştırmalarından tanıdığınız Mustafa Armağan'ın yayına hazırladığı Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak adlı kitap bu ve benzeri soruları çağımızın yetkin tarihçilerinin kalemlerinden sunuyor sizlere. Ve yaklaşmakta olan bir 'tarih devrimi'nden söz ediyor: Öyle görünüyor ki bu 'yeni' tarihte artık Osmanlı'yı ömrünün büyük bir bölümünde gerileme belasıyla boğuşan aciz bir devlet olarak değil tam tersine bazı ciddi sorunları bulunsa bile kendini yenileyen dönüştüren ve çağa ayak uydurma yolunda ciddi adımlar atan dinamik bir devlet ve toplum olarak değerlendireceğiz.
Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak yeni Osmanlı tarihçiliğinin müjdelerini veren öncü çalışmalardan biri..