Alamut Hasan Sabbah ve Fedailerinin Gizli Tarihi...
Pek az hareket tarihe Haşhaşinlerinki kadar korkutucu bir gölge düşürebilmiştir. Bu gizemli İslam tarikatının ateşli inanırları Cennet Bahçeleri'nin en üst katlarında yer edinecekleri vaadi sayesinde siyasi cinayet sanatının ustaları haline gelmişlerdi. Yöntemleri savaşmanın özgün bir yoluydu ve bu yol Haşhaşinleri Ortadoğu'nun Orta Çağ'daki siyasi mücadelelerinin tam göbeğine yerleştirdi. Haçlılar da Müslümanlar da Moğollar da onlara rakiptiler. Haşhaşinler tüm rakiplerine eşit gaddarlıkla saldırmaktan çekinmediler. Onlar; kendi yaşamlarını hiçe saymak pahasına hem Hristiyanları hem de Müslümanları öldüren gizli bir siyasi topluluktu.
Kendilerini inançlarına adamış bu fedailer Mısır'a ortadoğu'ya İran'a ve hatta Moğol hanlarının başkenti Karakurum'a kadar uzanan büyük stratejik görüşü uygularken cinayeti de kullanan güçlü bir üstadın emrinde çalışırlardı. Haşhaşinler cinayetlerinde çok titizlerdi. Kurbanlarını genellikle halk içinde katlederlerdi ve bu sayede korkunç şöhretlerini katlarlardı. Kılık değiştirirlerdi ve beylik silahları hançerdi. Bu hançe büyük üstatları tarafından takdis edilirdi ve onunla birini öldürmek kutsaldı; zehir ya da diğer cinayet biçimleri tarikat üyelerine yasaklanmıştı. Bir görevden sağ dönmek büyük bir onursuzluk olarak görülürdü ve anneler Haşhaşin oğullarının görevlerini tamamladıktan sonra öldüklerini duymaktan mutlu olurlardı.
Bu kitap bu namlı tarikatın kökenini eylemlerini ve hala süren misarını inceliyor. İslami ve Batılı kaynaklardan görgü tanıklarının ifadeleriyle zenginleştirilmiş bu yeni ve önemli kitap Haçlı Seferleri tarihinin büyük bölümüyle birlikte İslam'ın erken dönemlerini de ortaya koyarak okuru tarihin heyecanlı ve şaşırtıcı bir dönemine götürüyor.