Aşk. Tutku. Bir başka beynin kıvrımları içinde tutsak kalmış ölmek üzere olan bir insanın son çığlığı...
Şişhane Yokuşu. Frej Apartmanı'nın muhteşem sarışını Madam Anjel ve onun umutsuz son anlarını izleyen siyah önlüklü bir küçük çocuk.
Büyükada'da bir fayton sefası sırasında meydana çıkan kumarbaz ve hayırsız bir eski kocanın arkasından anlatılan güzel yalanları bir anda dağıtıvermesi...
İki yaşlı kadının balkondaki kahve keyfi sırasında fallarından dışarıya çıkan dalyan gibi yakışıklı ve genç iki eski sevgili. İhtiyarların ellerini öpüp kaçınca bu kadınların ruhunda neler olur acaba?
Yılların bir atlının sırtına binmiş gibi toz duman içinde yok olup kaybolması.
Eski zaman kelebekleri... Unutamadığımız insanların bir odanın duvarındaki sıvaların arasından bize geçmişten seslenmeleri...
Yerin kulağı duvarların dili.
İşte Nazlı Eray'ın büyülü dünyasından ruhunuza damla damla akacak rengarenk ve şaşırtıcı bir yelpaze.
Hayat orada. Bu kitap onu görebilmek için...