Büyükannesinin yarattığı o muhteşem lezzetlerle başladı tüm hikâye. Artık bir şeyler yemek onu sadece doyurmuyor adeta hayata tekrar tekrar bağlıyordu. Uğruna ailesinden vazgeçebileceği hatta hayatını ortaya koyabileceği bir aşka dönüşmüştü onunkisi.
Sağlığında bulamadığı o erişilmez tadı artık hasta yatağında arıyordu ancak hiçbir tat onu bir türlü bulutların üstüne çıkaramıyordu. Yine de yılmamalı aramalı ve bulmalıydı; kalbi ona son kez ihanet etmeden hayatının lezzetine ulaşmalıydı...
Tüm dünyada milyonlarca okuyucuya ulaşmış Kirpinin Zarafeti'nin yazarından tadı damağınızda kalacak mükellef bir edebiyat ziyafeti...
"Tam da alacakaranlığındayken yaşamımla ilgili söylenmiş veya oluşmuş yegâne gerçek olarak kendini hissettiren ruhumun derinliklerinde unutulmuş gizlenmiş bir tat. Arıyorum ancak bulamıyorum..."