Gördü ama hiçbir şey açamadı. Hattâ kaçtı adamdan. Dündenberi değişen iç âleminin münasebetsiz bir buz dağıyla toslamasından korkuyordu. Adam belki korkuyordu. Adam belki de herhangi bir iş vermeğe hevesli değil de sırf babasından dolayı o türlü konuşmuş olabilirdi. Zaten ne açacaktı elin yabancısına? Babasının fırkasından hattâ canciğer dostu bile olsa kendisi için bir yabancıdan başka neydi? Merhaba dediğine pişman mı etmeliydi "Amma da yüzsüzmüş. Selâm verdik borçlu çıktık!" mi demeliydi illa...
(Kitap'tan shf.128)