3) Kitap... Bu kelime etimolojik olarak yasa bilgelik hukuk medeniyet manalarına gelir. Yazılma manasına gelmesi şundan dolayıdır: Çünkü eski çağlarda sadece yasalar hukuk metinleri ve bilgelik yazıları kaydediliyordu.
Ehl-i Kitap ise bu değerlere bağlı olan yasal yaşayan insanlar demektir. Ehl-i Kitap kavramının iki zıt karşıtı vardır:
a) Müşrik... Çünkü müşrik kişi ahirete vahye helal ve harama yani düzenli yaşamaya karşıdır. Ehl-i Kitap ise Müslüman değilse de bu üç hakikate inanıyor. Onun için onlarla evlenilir. Ve yemekleri yenilir.
Demek bir kısım Müslümanların Ehl-i Kitabı müşriklerle bir tutması dinen yanlıştır.
b) Ehl-i Kitabın ikinci karşıtı "Ümmîler"dir. Ümmîler demek medeniyet imkânlarına ve yazılı bir hukuk sistemine sahip olmamakla beraber Ehl-i Kitap gibi belli bir inanışa ve geleneğe bağlı olanlar demektir.
4) Kıssa ve Kıssalar... Bu kavramı etimolojik olarak bulmak için kardeş telaffuzlarına bakmak gerekir; şöyle ki: Makas (elbiseyi insana uyarlayan alet) Kısas (işlene suçu suçluya uygulama) Kasas (ibret için anlatılan tarihî yasa ve yasanın evrensel uygulanışını belgeleyen ifade ve metin.)
"Kassa aleyhi": Tarihî ve yasal bir olayı herhangi bir peygambere veya topluma uygulama.
İşte Edebiyatı Sosyolojiyi yasal ve tarihî gerçekleri ifade eden dinin bu yegâne terimi maalesef "Aslı-astarı olmayan efsane ve hurafe bir kuru hikâye" diye çevriliyor. Ve elde dinin başka hiçbir silahı kalmıyor.
Buna kıyasen bilin ki dinin buna benzer binlerce değeri ve kavramı hurafeleşmiştir. Din ve inanç insan için ekmek-su kadar gerekli bir gerçek olduğu halde insanlar bugün için "Ben dindarım" diyemiyorlar. Üstelik işin içine münafıklık sahtekarlık komplo teorileri girince gerçekten inanmayanlar masum kalıyorlar.
8) Kur'an bütün peygamberleri ve onların samimi etbalarını doğru ve kurtuluş ehli olarak kabul etmekle beraber 3 insanı kavram olarak "sıddîkıyet" (yüzde yüz isabet doğruluk ve verimlilik) ile niteliyor.
a) İdris (a.s)... "İdris" kelimesi tam eğitim ve ders ve ilim adamı demektir. Yani insanların birçok doğru değerleri olabilir. Fakat emprik ve laboratuara giren bilginin sağa-sola kayma şansı yok. O tam isabet eder. Zaten "sıddîk" çok doğru olan ve realiteye çok çok bağlı olan demektir.
b) İbrahim (a.s)... İbrahim madde ile manayı dünya ile ahireti Doğu ile Batıyı Bâbil ile Mısır'ı ve benzeri binlerce zıddı diyalektik süreç içinde birleştirdiğinden ve verimli hale getirdiğinden o da tam isabet etmiş oluyor. Zaten Hz. Muhammed İslam pratikleri ile Onun (a.s) çağdaş bir versiyonudur.
Yusuf'a da maneviyat ve ruhanilik manasında veya İbrahim ve İslam manasında arkadaşı tarafından "Sıddîk" denilmiştir.
c) Meryem (a.s)... Bu kelime de etimolojik ve dinî ontolojik manası ile insanlık demektir. Evet insanlık başta sağa-sola yalpalasa da onun dengeden ve doğruluktan başka şansı yok. Bu kavram dinin yerine geçmese de ondan ayrı bir şey değildir.