"Sen gelmeden önce kendimi ölümün ucunda sallandırıyordum. Sense ipimi çözüp beni kalbine bağladın. Eğer geri çekilmen beni kalbinin meydanında asmış olursun Sade."
Dedi Ozan.
"Günlerce onunla beslenememek tenimde ellerini hissedememek yavaş yavaş öldürmeye başlamıştı beni. En sevdiği içkisi gözünün önünde duran ama ona asla dokunamayan bir alkolik gibi kıvranıyordum onu gördükçe. Hemen yanı basımdaydı. Ama müziğin oluşturduğu sihirli kalkanı aşıp bir türlü ulaşamıyordum ona. Her gün bir öncekinden daha yoğun çalışıyordu ve ben yavaş yavaş siliniyordum onun kalbindeki bir numaralı yerimden.
Dedi Sade.
Dayatılanı değil kendi arzuladıkları hayatı yaşamak isteyen toplumun ikiyüzlü ahlak anlayışının uzağında hiçbir sisteme ait olmadan özgürce müzik yapmak arzusuyla bir araya gelen iki genç her yerde kurallar ve duvarlarla karşılaşır. Aşk onları bu duvarlardan koruyabilecek mi? Yoksa tutsak oldukları yeni bir bağımlılığa mi dönüşecek?