Günümüzün yaşayan en önemli toplumbilimcilerinden biri sayılan Manuel Castells üç ciltlik dev eserinde yeryüzündeki kültürlerin ve kurumların çeşitliliğine bağlı olarak ortaya çıkan ve çok farklı biçimlerde tezahür eden yeni toplumsal yapının oluşumunu inceliyor.Castells bu yapının biçimlenmesini 20. yüzyılın sonlarına doğru kapitalist üretimin yeniden yapılanmasıyla kendini gösteren yeni bir kalkınma biçiminin ortaya çıkışıyla ilişkilendirmektedir. Bu yaklaşımın gerisindeki kuramsal perspektifi açıklamak için tek bir düşünce sisteminin yeterli olmadığını günümüzde toplumların tarihi olarak farklı konjonktürlerde belirlenmiş üretim deneyim ve iktidar ilişkileri çevresinde örgütlendiğini savunan Manuel Castells bilgi toplumunun oluşumundaki karmaşık sürecin anlaşılmasına yüzeysellikten uzak bir yaklaşımla açıklık getiriyor.