"Düşünsene bak; Külkedisi'nin sevgilisi süzme aptal. Sen kalk kapı kapı dolaş elinde ayakkabıyla! Kızda da nasıl bir ayak varsa artık ondan başka kimseye olmuyor ayakkabı. Rapunzel desen o da talihsiz bir aşk içinde... Demez mi insan 'Koca prenssin sen be yaptıramıyor musun bir merdiven?' diye?"
"Hayatla sevgili oluyor insan ayrılık vakti yaklaştıkça ve belki de terk edilmenin üzüntüsünden çürüyor kemikleri."
Görmediğiniz bir yeri imgeleminizle buluşturan gözünüzün önünde her an cereyan ettiği hâlde üzerine düşünmediğiniz olayların biriktire biriktire unuttuğunuz değerli anların hikâyeleri bunlar; insanla ete kemiğe bürünen insana dair...
Yaşantıların bir çağlayandan dupduru bir su gibi üzerinize inip sizi sersemlettiği bu öykülerden ne kalabilir geriye? Tüm bedeninizde çalkalanıp duran bir duygu tortusu...