"Bak bu küçük örümcekler ağ ördüyse en az üç gün yağmur yağmayacaktır bunu görmek tarlayı ekmen için uygun bir dönemdesin anlamına gelir." dedi.
"İlginç..." dedim.
"İlginç ve de doğru. On binlerce yıllık bir bilgi bu hiç şaşmaz. İşte o akil adamlar ya da diğerleri ışıklı güvenli korunaklarında kendileri ve dünyanın ışıltılı bölgeleri ile öylesine meşguller ki bunları göremez olmuşlar. Tembelleşmişler kendi yapay ışıkları onları kör etmiş. Burada yaşamak demek; otu böceği yılanı ile birlikte tehlikesi karanlığı içinde yaşamak demektir. Oralara dadanırsam üç güne kalmaz ben de bunları göremez olurum. Ben ben olmam. Hem oralara beni almazlar; çünkü unuttukları unutmak istedikleri karanlığı yıl nı otu böceği dışarıdaki insanları yani burayı bilen tüm bunları onlara anlatacak kişileri o ışıltılı yerlerde istemezler."
"Anladım." dedim o an için. Ama bir şekilde hissedebiliyo dum ki o kısa konuşmada işittiklerimi tam olarak anlayabilmem kendi ışıltılı dünyamda uzun yıllarımı alacaktı.