Nazlı Karabıyıkoğlu ilk öykü kitabı "İskele"den gizemlerle dolu insan coğrafyasına küçük gemiler halinde tasarlanmış öyküler yola çıkarıyor. Her öykü imgeler ve anların büyüsüyle öylesine ustalıklı bir biçimde kurgulanmış ki insan coğrafyasının okyanuslarına ait o devasa dalgalara rahatlıkla göğüs gerebiliyor.
"İskele"nin "Serseri Yengeçler" ve "Grotesklere Konu Olabilecek Alışkanlıklar" adlı iki ayrı noktasından kalkıyor öyküler taşıyan o küçük gemiler. "Serseri Yengeçler" bölümünün ilk öyküsü "Adaevveda" küçük bir çocuğun gözünden 12 Eylül travmasının izlerini boşaltıyor denizin dibine ve aynı denizin dibinden başka başka öyküler bulup çıkarıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise yazar birbirinden ilginç ve özgün karakterler aracılığıyla saplantı haline dönüşen alışkanlıkları ironi yüklü bir dille eşeliyor insan ruhunun derinliklerinde.
"Martılar başımda dönmeye başladı. Bir yükselip bir alçalarak korkularıma alkış kayıplarıma şarkılar tutarak... Yanağımdaki ben sızlıyor denize yansıyarak derine gömülüyordu. Elleri titrek bir koku sinmişti koltuklara. Parkeler gevşemiş çıtır çıtır ağlıyordu. Küflenip taşlaşmış ekmek parçalarına dökük sıvalara daha fazla tahammül edemeyerek balkonun korkuluklarından zıpladım bahçeye atladım. Az ilerideki iskeleye yürüdüm. Ayakkabılarımı çıkarıp bacaklarımı suya sarkıttım."