Erkeklerin de konuşmaya anlatmaya ve anlaşılmaya ihtiyaçları var. Bunları; bastırıyorlar öteliyorlar erteliyorlar bazen de bunlardan kaçıyorlar... Erkek kendine yüklenen sıfatları yazgısı gibi kabul ediyor; güçlü olmalı arkasında durmalı korumalı sahip çıkmalı cesur olmalı ağlamamalı atak olmalı centilmen olmalı kıskanmalı cömert olmalı iyi kazanmalı maddi bir şeyleri olmalı hırslı olmalı... Bu "meli-malı" lar upuzun bir liste. Bazen istenilen özellikler istenilmeyen özelliklere de dönüşüyor. Ağladığı için "fazla duygusal" bulunan bir erkek ağlamadığı için "duygusuz" olarak yaftalanabiliyor. O yüzden erkeğin işi gerçekten zor. Kadın olmak ne kadar zorsa erkek olmak da o kadar zor. Sistem erkeğin lehine çalışıyor gibi olmasına rağmen böyle. Bunların da ötesinde -bitmeyen cezaya mahkûm Sisyphus gibi- cinsiyetlerden de bağımsız insan olmak en zor zanaat aslında.
Erkeği ne yeren ne de yücelten sadece olduğu gibi göstermek isteyen bu hikâyeler; edebiyatla bilimin dansını sunuyorlar...