Kâinâtın zâhiren açık göründüğü halde hakìkaten kapalı olan kapıları ancak Kur'ân-ı Hakîm'in irşâdına kulak verildiği takdirde açılabilir; lâkin o Kitâb-ı Mu'ciznümâ dahi tılsımdır. O kelâm-ı İlâhî'nin mühim tılsımlarını izn-i İlâhî ile Risâle-i Nur halletmiştir. Bilhassa 30. Söz olan iki "Maksat"tan ibâret "Ene ve Zerre Risâlesi" 23. Lem'a olan "Tabiat Risâlesi" 10. Söz olan "Haşir Risâlesi" gibi mühim eserlerde bu müşkillerin halledildiğini görmek mümkündür.
İşte o anahtar eserlerden birisi de "30. Söz'ün Birinci Maksadı" olan "Ene Risâlesi"dir. Bu eser kâinat kitâbının bir elifi hükmünde olan "ene"yi tahlîl ediyor.
Birinci Maksad'da kitâb-ı kâinatın bir elifi hükmünde olan enenin hem mâhiyyetini beyân etmekle insân tılsımını açıyor. Yani "İnsân nedir nereden gelmiş nereye gidiyor ne için gelmiş niçin durmuyor?" suallerini hallediyor.