"Tan ağarıyor. Cam mavisi soğuk. Pembe bulutlar ağaçların gerisinde. Ayaklarımı karnıma çekip ısınmak istiyorum. İskemlede bir adam bacaklarını açmış kucağına yüzükoyun yatırdığı pembe yün elbisesinden saçlarından su damlayan çıplak bacaklı mavi lastik çizmeli çocuğun saçlarının arasındaki yosunları temizliyor. Eline yapışan yosunları pantolonuna siler sîlmez yavaşça ters çeviriyor çocuğu. Çocuk cansız yüzü mosmor."
İlk öykü kitabı Büyük Kızlar Ağlamaz ile edebiyat dünyasının ilgisini çeken Fadime Uslu kısa bir süre sonra Gölgede Yaşamak ile 2011 yılında Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü aldı. Yazarına sunduğu özgürlük alanını çok iyi değerlendiren Uslu öyküsünün odağına insanı yerleştirirken akıp giden yaşamı bir öykücü gözüyle kavrıyor. Öykü dilini oluştururken şiirin resmin sinemanın ve müziğin olanaklarından yararlanıyor. Bakışlarını kadının dünyasına dışlanmışlığına yalnızlığına yöneltirken aynı tarafsızlıkla erkek dünyasına da çeviriyor kamerasını.
Büyük Kızlar Ağlamaz sözcükleri bir kuyumcu titizliğiyle seçilmiş kadının erkeğin yaşamının trajik yanına yöneltilmiş incelikli bir bakışın ürünü öykülerden oluşuyor.