Sevgiliyle buluşmanın heyecanından çok günlerin getirdiği tedirginlikti içimizdeki boşluk. Ne sevgiliye götürülecek çiçekti ne de sevgiliden alınacak masum bir öpücük. Sevgili sadece kalınacak yerin adresiydi o da geçici. Kadın erkek hepimiz kaçaktık. Yağmurlu günlerde şemsiye taşımazdık; yürüyüş hızımızı kesmesin diye. Şiirler mırıldanırdık. Şiir dizelerinin düştüğü yüreğimizde tıpırtılar oluşurdu. Bazen ha gök gürültüsü ha o yüreğimizdeki tıpırtı. Gözlerimiz çakmak çakmaktı. Ne ana ne de kardeş. Sadece direnme. Bir korku filminde kurban olmamak için verilen bir mücadele.
Günler yıllar geçti. Alışırsınız dediler alışamadık alışır gibi yaptık. Zaman zaman direndik bazen ödünler verdik. Bazen sustuk çığlık çığlığa. En çok da mırıldandık kendi kendimize. Bu şiirler sadece mırıldanma. Duyacak yüreklere bir çığlık. Yüreğin teline dokunan bu şiirler şiir kulağıyla okunmalı; ancak o zaman yüreğimizde yağmur tıpırtıları oluşturur. Rüyalarımız dinginleşir. Islığımızda yeni hayatlar bulur çoğalır.