Hamret Baha Dalyan ikinci romanı "Günaha Kürek Çekenler"de sadece kendini düşünen bir adamın hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatını nasıl yokuşa sürdüğünün hikâyesini anlatıyor. Erkek evlat saplantısı ve kurtulamadığı kumar tutkusu olan Nazif Bey'in hayatını takip ederken yakın çevresindeki kişilerin de birer birer günaha sürüklenmesine farkında olmadan yanlış duygulara kapılmalarına büyük bir servetin nasıl uçup gittiğine tanık olacaksınız.
Yıkıma giden bu adamın hikâyesi kendi ya da yakın çevremizde gördüğümüz hayatların izlerini taşıyor aslında. Belki Nazif Bey'in arzuları ve kumar tutkusu servetinin tükenmesine sevdiklerini ve sevenlerini kaybetmesine neden oluyor ama başka başka yaşamlarda insanlar kendi tutkuları hayalleri sevdaları beklentileri hayal kırıklıkları kaçamakları yüzünden türlü türlü çileler yaşıyorlar. Bazen bir kişinin isteği çevresindeki kişilerin yaşamlarında iyileşmesi zor yaralara yol açabiliyor.
Sevgi sandığımız şeyin saplantı mı tutku mu heves mi olduğunun farkına varmadıkça birçok yıkım ve yok oluşlar yaşanacaktır. Severken tüketiyorsak ve bunun da farkına varmıyorsak gerçekte sevgiden uzak yaşıyoruz demektir. İşte o vakit günaha kürek çekmeye başlarız. Oysa gerçek sevgi ne yıkar ne de yok eder.
"Günaha Kürek Çekenler" sevgi ve sevgisizlik uğruna birbirine teğet geçen yaşamların izini sürüyor. Ve evlatlarımıza bırakacağımız manevi mirasın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.