Modernliğin inşasına kaynaklık eden Batılı gelişme seyri esas atılımını on altıncı yüzyılda gerçekleştirmiştir. 1453 sonrasında toplumlararası dengelerde yaşanan çalkantılar Batı'yı farklı arayışlara itmiş ve Akdeniz merkezli bir dünya tasavvuru yerini okyanuslarla çevrili bir dünya algısına bırakmıştır. Buna bağlı olarak uluslar arası güçler dengesinde öne çıkan Batı yayılmacılığı beraberinde Batı'nın siyasi ekonomik teknolojik bilimsel vb. alanlarda öne çıkmasına yol açmıştır. David Arnold'un özlü tarihsel anlatısına muhatap olmak ve coğrafi keşifler çağı olarak nitelediği dönemi derinlemesine ele almak cezbedici bir eylem halini almaktadır.