Anlam arayışına çıkıyor yara
çıkarken kemikten bıçak sırıtıyor.
Çok şımartılmış bir jilet
gibi dilimin altında bir sözcük
sürekli belleğin façasını bozuyor.
Malûm dünya kovulduğum kalabalık
gece konmuş evlerin arasına gömülmüş
dar bir sokak zaman ama içe kapanık
tanrılar oturmuş nasılsa ölü zarlar atıyor.
Benim önünde diz çökeceğim bir tapınağım yok
zaten anılara yaltaklanan belleğin bağı koptu
kopuyorsa sözümü unuttuğum yerde bir boşluk
oluyorsa anlaşılsın anlam ağır bir yaralıyı taşıyor.