Bir gün dünya üzerindeki herkes gizemli bir şekilde aniden ortadan kayboldu.
O güne dek babasıyla birlikte bir adada yaşayan Martin Maple artık dünyada tek başınaydı. Aklında babasıyla birlikte inşa ettikleri gizemli makinenin planlarıyla en yakın anakaraya doğru yola çıktı.
Şibalba adlı kasabaya vardığında dünyadan sadece yetişkinlerin yok olduğunu ve bir grup birbirinden tuhaf ve becerikli çocuğun burada kendilerine bir hayat kurduklarını gördü. İnsanlar nereye kayboldular?
Geriye neden özellikle bu çocuklar kaldı? Martin'in babasıyla birlikte inşa ettikleri makine bir işe yarayacak mı?
Martin makineyi yeniden inşa edebilirse çocukları ailelerine kavuşturabileceğini düşünüyor. Ancak makinenin tek bir parçası eksik. Ve Martin eksik parçanın ne olduğunu bile bilmiyor.
Çocuk masumiyetinin söz konusu olan hayatta kalmak olduğunda sınırları nereye kadardır? Karşılıksız sevginin ve beklentisiz iyiliklerin önemi hayatımızda nedir?
Aaron Starmer bir bilimkurgu eseri sayılabilecek Bir Başına'da zaman ve mekan kavramlarını ters yüz ederken genç okurlara zihinlerini açacak sorular sorduruyor.