"Son yıllarda neredeyse herkesin 'şiirsel imge' 'sanatsal yaratıcılık' 'sanatçı dokunulmazlığı' gibi gerekçelerle tümden bağını kopardığı topluma ve onun ruhuna parmaklarımla dilimle kirpiğimle dokunarak okudum. Bir harf bir hece bir sözcükle dilin çağrışım alanının nasıl bir genişliğe ve güzelliğe varabileceğinin imkânı olarak okudum. Devrim düşüncesi ve aşk dahil tüm yaşantılarımızın ne kadar kutsallaştırırsak o kadar hızla hayıf ve pişmanlık menevişli bir hapishaneye döneceğinin acısıyla okudum. Güncelin bütün bir geçmişten ve gelecek arzusundan yapıldığını bilirdim; şiirden şiire bir daha okudum."
Şükrü Erbaş
sevişmek bir manayı tamir etmektir önce
sonra su terazisinde tartmak ruhları
buharla çalısan güvercin kuşla çalışan su
unutmalarını hatırla söylemiş miydim
dağban çocuğumdur ben doğulu'yum demeyi severim
dilinin gürültüsü kalır bana sırt hamalından
delildir sırtımdaki sütşiir dövme
hem hangi bilici bilebilir ki bendeki kir merakını
hangi işarete baksan hangi deliye sorsan; iz meraktır
arastada hevestir örste dövülen mananın ah'ı
sormadan soruşturmadan dertsiz delilsiz
elma ile armudun toplanmasını yasaklayan aritmetik
tütecek gibiyiz bir ipe iki asılı merak