On sekizinci yüzyılda akla ve ilerlemeye olan inancın tedrici çözülmesiyle tarih felsefesi hemen hemen evsiz kalmıştır. Terim önceden kullanıldığından daha yaygın bir biçimde hâlâ kullanılıyor ama içeriği öyle seyreltilmiştir ki tarihle alakalı herhangi bir düşünce kendisini bir felsefe olarak adlandırabilir. "Felsefe" etiketi ki bugünlerde çok ucuz bir kullanıma sahiptir (yaşam "felsefesi" iş "felsefesi" ve hatta kamp "felsefesi"); spesifik bir felsefeye değil de sadece kamusal ve özel fikirlere işaret eder. Bu tartışmada "tarih felsefesi" kavramı tarihî olayların ve intikallerin birleştirildiği ve nihai bir anlama yöneltildiği bir ilkeyle uyumlu olarak evrensel tarihin sistematik bir yorumunu yapmak için kullanılmıştır.
Karl Löwith
Heidegger'in öğrencilerinden biri olan Alman filozof Karl Löwith en önemli eserleri arasında yer alan Tarihte Anlam adlı kitabında teoloji ve tarih arasındaki problematik ilişkiyi ele alıyor. Löwith bu ilişkiyi irdelerken ortaya koyduğu tarih yorumunu alışılagelmişin aksine modern zamanlardan başlayıp başlangıca geri dönerek yapıyor.
Burckhardt Marx Hegel Kierkegaard Voltaire Vico Bossuet Joachim Augustine ve Orosius gibi önemli Batı düşünür ve tarihçilerinin görüşleriyle örülen Tarihte Anlam Löwith'in tarihsel düşüncenin 18. yüzyılda başladığı yaygın görüşünün aksine tarih felsefesinin bir taslak olarak Hristiyanlık ve Yahudilik inancıyla başladığı ve eskatolojik modelin sekülerleştirilmesiyle son bulduğu görüşüne dayanıyor.