Zamanın ve mekânın birbirinde kaybolduğu aşkın zamandan ve mekândan soyutlandığı bir vaktin önderiydiler. Hepsinin tek bir gayesi vardı; o da sevdiği ile bir olmak aşkı doyasıya yaşamak... Ama hayat bu ya kırk fırın ekmek yemek için gittikleri fırında birden bire fırıncı oluverdiler. Gelenleri kapıda karşılayıp bütün fırını vuslatı bekleyenlerin önüne serdiler.
Pek uzak sayılmazlardı iki binlere. Yakında değillerdi ama bütünlerdi hayat ile... Aşkın sarhoşluğunu yaşayıp eşkıya olsalar da devirlerine mutluluğu her dem yüreklerinde hissettiler. Umudunu kaybetmeyenlerden oldular her daim; çünkü biliyorlardı ki umutsuzluğun bu dünyada yeri yoktu.
Bu romanda her bölüm aynı harfle başlar. Yaratılana Yaratan'dan bir hediye olanın baş harfidir; göreceğin her harf her kelime. Yaratılan kâinattan bir sırrı bulduğun vakit bu kitapta ne olur kendine sakla belki de bulduğun kelime sendendir!