Öyle zor günler olmuştu ki yıllar süren işgal sırasında belki bu insanlar bin yıl yaşasa bile asla bu günleri unutmayacaktı. Ekilmesine izin verilen bir avuç toprağın biçilmesine izin verilmeyen günler mesela. Bazı zamanlar köylüler biçilmesine izin verilmeyen buğday tarlalarını kendi elleriyle yakmışlar geceleri sokağa çıkma yasağına rağmen gizlice yangında kavrulan buğday taneleriyle tarlada karınlarını doyurmuşlardı. Kimi zaman da asla yakalanamayan 'birileri' tarafından ekinleri mahvedilmişti.
Aslında Rus ordusu en azından 'açlık' konusunda sivil halka yardımcı olmaya çalışmıştı. Sivil halkın da faydalanabileceği yemek dağıtım noktaları vardı mesela. Ama acaba bu halk komşusundan bir avuç tuz isterken yüzü kızarıyorken 'gâvurun önüne attığı ekmeği' yemek ister miydi? Acaba birini önce ekmeğinden edip sonra önüne ekmek atmak çok mu büyük erdemdi? Yoksa kopabilecek büyük bir isyanı engelleme çabası mıydı?