yok hükmünde bir var
okul kırmış çocuklar gibi gelirdim sana
sevincimi sırt çantama doldurup
tozu göğe ağmış bir güneş alnımda
zil zurna dayanırdım kapına
sevincim : yok hükmünde bir var
ıssız adalar gibi dururdun karşımda
üstüme salardın suskunluğunu
ürkerdim sesinin sahiciliğinden
ne söylesem bir eksik
sözlerim : yok hükmünde bir var
boşuna bekledim iki çay söyleyip
açık sesli bir adam olmanı
yeni hayatlara uyanır gibi konuşmanı
katran karası uykuları çekip almanı üzerimden
yüreğimi tutup çayırlara çıkarmanı
kiraz çiçekleri devşirmeni saçlarımdan
nergislerin boy vermesini bakışlarında
küçük zamanlara büyük tarihler atmanı
aynı insan olmak için sesinle
sesimi çıkarıp asmam boşuna
sahi nasıl olur da bir insan
yokluğu hatırlatır başkasına
varlığım : yok hükmünde bir var
bütün gücün güçsüzlüğündendi oysa
şimdi düşünüyorum da...
aşk : var hükmünde bir yok