Bu kitapta Doğu Akdeniz'in ikinci en büyük adası olan Girit'te 6-7 Eylül 1898'de Kandiye'de ortaya çıkan olaylar ele alınıyor. 1897'deki muhtariyet ilanından bir yıl sonra Müslüman ahalinin tepkisi sonucu ortaya çıkan 1898 Kandiye olayları Girit'in Osmanlı hâkimiyetinden kopması sürecinde bir menzil taşı oldu. Büyük devletlerin bu olaylar nedeniyle Osmanlı devletine uyguladıkları baskı arttı Osmanlı asker ve memurları Girit'ten çıkartılmış ve 1899'da Yunan kralının oğlu Prens Georgios vali olarak atandı. 1908'de Girit Meclisinin Yunanistan'a ilhak kararını ilan etmesini izleyen gelişmelerden sonra 1913 yılında imzalanan Londra Antlaşması ile Osmanlı devleti Girit üzerindeki haklarından vazgeçtiğini bildirdi. Yunan kralı aynı yıl Girit'in Yunanistan'a bağlandığını dünyaya ilan etti. Kitabın ilk bölümünde Kandiye olayları öncesi adadaki durum değerlendiriliyor. İkinci Bölümde ise adanın Osmanlı devletinden fiilen kopmasına ve göçlerin hızlanmasına neden olan Kandiye olayları bastırmak için alınan önlemler ve Avrupa devletlerinin tutumu ele alınıyor. Son bölümde ise adadan Osmanlı askerlerinin çekilmesiyle birlikte güvenlikleri tehlikeye düşen Müslüman ahalinin adadan kitlesel olarak göçmeleri ve bu göçler karşısında özellikle Osmanlı devletinin takındığı tutumla göçmenlerin sevk ve iskânları için yaptığı düzenlemelere değiniliyor. Girit'ten göçler denilince hem gündelik yaşamda hem de akademik alanda akla mübadele geliyor. Oysa mübadele öncesinde 1898 yılında gerçekleşmiş ve yaklaşık 40.000 kişilik bir göçmen kitlesinin katıldığı büyük bir göç hareketi de yaşandı. Üstelik kendilerine "Eski Giritli" diyen bu göçmenlerin sayısı mübadele ile Türkiye'ye gelen ve kendilerine "Yeni Giritli" denilen gruptan fazladır.