Galaksiye meleklenerek uzatırlar harflerin saçlarını.
Duyabilir ve dokunabilirler yıldızların seslerine içinde büyüttüklerinin sihrini.
Yaşanmışlıklara dokunurken içlerinde barındırdığı mevsimler ile ellerinin ve şiirlerinin değdiği yollarda imgelerinden bir evren yaratıp seslenirler.
Öznesini yelkenlinin ucuna takıp renklerini sessizce ama yankılarca bir 'okyanus'un tozlarını/
tuzlarını cümlelerinin yara olmuş kabuğundan sıyırırcasına okşarlar.
Gözleri ki derinliğin merasimlerini sunar nöbetler tuttukları ay yatağında;
Alfabeleşen Kurşun Kadınlar.....
Kimselerin bulamadığı bir akşam çöküntüsü vardır gözlerinin altında hareleşen zamanla.
Geceleri eksiltip uykularını tutarlar çeşmenin düş akıtan ağzına.
Yılları akıp giden boy verişler ile ince bir sızıdır o vakit sabaha kurşun sıkan.
Tanımlarlarken hayatın ışığını bir mabedin kapısını aralar gibi büsbütün bir yarım olarak bırakırlar söyleyeceklerini okunup ve anlaşıldıkça tamamlanmak isterlermiş gibi.
Dudaklarında hep buğulaşmış bir ezgi kalbine doğru inildikçe ışığı ile çoğalan. Boylarını geçse de aşk göğüslerindeki kubbenin altında gidilecek tek yön vardır daima sevgiliye doğru.
/ albimi kalbine yaslayıp geliyorum yâr şiir taçlı bir kubbenin altına doğru.....
Meltem BERTON