Varoluşun somut ve soyut acılarını iliklerine kadar hisseden hayatlarını insanlığın derin ufuklarında gezinmeye hasreden
dertli ozanların kendilerinden sonraya bıraktıkları hoş bir sadadır Amerika'daki Arap göç edebiyatı... Ve de Modern Arap Edebiyatında XX. yy. başlarında hep bir ağızdan söylenmiş özgün ve tesirli bir nağmedir göç edebiyatı... Bu edebiyatın bir ekol olarak varlık göstermesine öncülük eden Cibran Halil Cibran Mihail Nuayme ve Emin er-Reyhani hayatları boyunca arar düşünür gerçeklere ulaşmak ve daha sonra bunu insanlarla paylaşmak için pek çok bedel öderler. Hakikati arama yolunda ter dökerken uykusuzluğu açlığı ve zaman zaman inzivayı yoldaş edinirler kendilerine...
Amerika'daki Arap Göç Edebiyatçılarının düşünce dünyalarında insanın dünyadaki varlık nedeni hayatın mahiyeti dünya hayatının öncesi ve sonrası insan ve Tanrı ilişkisi gibi konular derin yer etmiş ve bu edebiyatın pek çok eseri temelde bu sorulara verilen cevaplarla şekillenmiştir. Modern Arap Edebiyatında "Edebu'l- Mehcer" (Mehcer Edebiyatı) ismi ile anılan bu edebiyat edebî yönden yeni bir ekol olarak varlık göstermesinin yanı sıra din düşünce ve felsefe konularında da kendine özgü ve aykırı bakış açılarıyla dikkatleri üzerine toplamıştır.
Arap göç edebiyatçılarına göre dinin özünde sevgi ve kemale erme duyguları yatar. Yine onlara göre gerçek din Tanrı'ya doğru uzanan ve nihayetinde yolun hakkını verenleri Tanrıyla buluşturan aydınlık bir yoldur. Böylesi bir din anlayışı insanı kendi özünün künhüne vardırarak semâvata yüceltir. Gerçekleri arayan insan çetin yolculuklar ve büyük bir çabadan sonra mutlak varlığa ulaşır ve kemale erer.