Bir varmış bir yokmuş. Dünyanın her yerinde çocuklara masallar anlatılırmış. Japonlar Çinliler kamp ateşinin etrafında toplanmış yerliler buzdan kulübelerinde yaşayan eskimolar Afrika'daki kabileler... Büyüklü küçüklü herkes sus pus kesilip gözlerini heyecanla açar ve büyüklerin anlattığı masalları dinlermiş. Bunlar rengarenk masallarmış. Pembe Masallar'da olduğu gibi aslanlar boğalar ejderhalar güvercinler tavşanlar panterlerle doluymuş. Bu Hayvancık'lar tıpkı bizim gibi konuşurlar kendi içlerinde kavgaya tutuşurlar zor durumda kalmış insanlara yardım eder kurnazlık etmeye çalışırlar kendi kazdıkları kuyuya düşerşer bazen de büyüden kurtulup insana dönüşürlermiş. Bunların hikâyesini işiten çocuklar bazen korkarlar çoğu zaman da gülerlermiş. Çocuklar sonu mutlu biten bu masalları akıllarında ve yüreklerinde taşıyarak yataklarına girerlermiş. Her masalın sonunda bir ders olurmuş her masalın sonunda başka bir masal.
Pembe Masallar-Hayvancıklar çocuklar masalsız kalmasın diye!.. Masalsız çocuk kalmasın diye varmış.