Daha çok Polonya ve Fransa anayasaları örnek alınarak hazırlanan 1924 Anayasası gerek anayasa görüşmeleri esnasında yaşanan tartışma hürriyeti gerekse "çoğunlukçu" demokrasi anlayışına tamamen uygun olarak demokratik bir ruhla hazırlanmış olması açısından ilginç bir anayasadır. Diğer taraftan 1946 ve sonrasında çok-partili hayata geçilirken bu anayasanın noktasına ve virgülüne bile dokunulmadı. Bu nedenle 1924 Anayasası'nın hem otoriter bir rejimin hem de çok-partili bir demokrasinin temel kanunu işlevi görmüş olması şaşırtıcı bir olaydır ki bu otoriter rejimlerden demokrasiye geçişlerde bir istisna olarak kabul edilebilir. Prof. Dr. Ergun Özbudun 1992'de kaleme aldığı 1921 Anayasası adlı çalışmasından sonra Türkiye'nin anayasalarını incelemeye devam ederek 1924 Anayasası adlı bu kitabında da hazırlanış aşamasından kabulüne anayasa taslağı üzerine yapılan tartışmalardan kabul ediliş koşullarına kadar 1924 Anayasası'nı ayrıntılarıyla inceliyor.