Gerçek kâbuslar hep masal gibi başlar...
Gerçek masallar ise hep kâbus gibi biter.
Kâbusumuz korkumuz değildir bazen.
Kendi kâbusumuzu kendi çocuğumuz gibi uykusunda saçını okşayarak severiz...
Hikâyeler bir bedenin İÇİNDE geçer bir bedenin İÇİNDEN geçer.
Hikâyeler suçludur günahkârdır kana bulanmaya mahkûmdur.
Hikâyeler yüreklidirler hazırdırlar karınlarından ya da kollarından bıçaklanmaya kangren olup kesilmeye de hatta...
Masallar kan kokulu ve geçicidir masumiyet ise gül kokulu
ve uçucu...
Kalıcı olan tek şey ölümdür orasıdır...
Bazen ölüm burasıdır ölmeyerek cezalandırıldığımız bu yerdir...