Bir ülkenin bilim alanında ileri olması temelde bir kültür sorunudur. Toplumun kültürü ne ölçüde araştırmaya yönelik ise bilimsel düzey de o kadar ilerde oluyor. Türkiye Cumhuriyetinin Osmanlı döneminden devraldığı kültür mirası dine dayalı kaderciliğe inanan yeniliklerden korkan bir yapıdaydı. Böyle bir toplumu özgür düşünceyi öne çıkaran gelişmeye açık araştırmaya yönelik bir anlayışa getirmek önemli bir kültür değişmesi gerektiriyordu. Kültür değişimleri ise çok yavaş ilerleyen değişimler. Bazı örneklere bakılırsa bir toplumda liderlerin istediği kültürel değişimin farkedilir hale gelmesi için en az üç kuşağın çaba göstermesi zorunlu. Cumhuriyet döneminde bilim alanında sağlanan ilerlemenin böyle bir modele uyduğu toplu bakış içinde görülüyor.
Akademide konuşmamı tamamladıktan sonra bazı sorulara yanıt verdim. Bu bölümü de burada bulacaksınız...
(Önsöz'den)