Dua; kimi insanın yanında ihtiyaçlarını gidermek için güçlü birine arzuhal yazmak gibidir.
Kimi insanlar dua denilince birtakım kuru kelimelerden ibaret ezkar ve evradı hatırlarlar.
Bazı insanlar da vardır ki benliğini hiçe sayıp her şeyini sevgiliye feda etme yolunda yalvarış-yakarışı dua ve münacatı yaşam tarzı ve felsefesi edinirler.
Kimi insanlar "Tur dağına varınca 'Kendini göster' demeden geç değmez bu temana 'göremezsin' cevabına" derken kimileri ise "Tur dağına varınca 'Kendini göster' demeden geçme sen sevgilinin sesini duy ister 'göremezsin' desin ister 'görürsün' dedin" derler.
İşte dua ve münacatın doruk noktası budur ve merhum Muhammed Taki Caferi bu küçük ama içerik açısından zengin kitapta duanın doruğunu tefsir etmektir.