Aşk sevda doğa özlem sitem ve isyan temasıyla teselliyi bir kadeh şarapta bulan Hayyam gibidir o.
Yalnızlık girdabında bam teline değil yâr teline dokunan şair emekten / emekçiden yana hiç taviz vermiyor; zengin ütopyasıyla imgelemeler deryasında özgürlük arayışı içinde tutsaklığa haykırıyor. Sevdaya dair sabrı can gibi; yüreğiyle can katıyor.
Nostaljiyle hayat bulan şair estetiği elden bırakmıyor; duygusal değerler şiir tutkusu ve toplumsal duyarlılık ağır basıyor.
Onun bir takım şair ve düşünürlerden aldığı mitoloji öğelerine değinmesi şiirlerine ayrı bir renk katıyor.
Musa DİNÇ
EKMEK KOKULU GÜLÜŞLER
ekmek kokulu
gülüşler içinde
ne umutlarla
yürürdük
gözlerimizin
hiç yalanı yoktu
düşlerimiz
çocuksu olsa da
nelere direnip
deşecektik irinli yarayı
bir çiy tanesinde görüp
kelebeğin gülüşünü
akşamüstü varacaktık
düşler şehrimize
şimdigünaydın diyemiyorsam
günlerine
akşamlarına merhaba