...Maigret geriye dönmek istemiyordu. Bu gülünç olurdu. Saklanmaya niyeti yoktu. Zaten fenerin ışıklarını da geçtiğine göre artık olan olmuştu.
Onun orada olduğunu biliyorlardı. Doğruca yürüdü ağır ağır kendi adımlarının yankısından başka bir adım olmaması onu rahatsız ediyordu. Çok koyu bir karanlık çökmüştü çünkü yolun her iki yanında sık yapraklı ağaçlar sıralanmıştı. Ama bir şeyin üstünde beyaz bir eldiven duruyordu....
(Kitap'tan sf. 39)