Bir gün bir dervişbir dağ başında pınar kenarında yorgunluk çıkarırken karşıdan bir genç gelin görünür..Üç eteğin birini kaldırmış belli ki içinde bir şeyler var..
Selam faslından sonra derviş kıza sorar:
"Yavrum nereye gidiyorsun? Ne var kucağında?"
İlerdeki bir tarlayı göstermiş kız:
"Beyim çalışıyor orada ona elma götürüyorum...
Dervişin hamlığı tutmuş birdenbire soruvermiş:
"Kaç tane elma var eteğinde"
Gelin çok şaşırmış bu soruya birazda kızarak cevap vermiş:
"Bu nasıl soru dede ?İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
Kendine gelen derviş elinde durmadan çektiği tespihin ipini çat diye koparıvermiş utanç içinde...........
Evet bizim karasevdamız Türk milletidir onun değerleridir...
Allahın (c.c) rızasını hedef alarak milletimiz uğruna çektiğimiz mihnetler çileler sevdiğimize götürdüğümüz "çam sakızı-çoban armağanıdır". Ne sayarız nede lafını ederiz...
Bu kitabımı ömrünü bu sevdada sevdiğine birşeyler götürebilmek için tüketmiş dünyada bir karşılık beklememiş çektiği çile ve mihnetlerden bir garip haz duyabilmiş tüm gönül erlerine ithaf ediyorum...
Allah (c.c) hepsinden razı olsun..
İlhan Esen
Danimarka/Aarhus 01.10.2012