Medya iktidar ve (söylem yoluyla ulaşılan) zihinler arasında bir köprüdür. Bu köprü zihinlerini kontrol etme yönünde birincil öneme sahip örtülü ve örtülü olduğu ölçüde de etkili bir denetim şekli üretir. Özellikle üst siyasal kimlik algısının topluma nüfuz ettiği ve diri tutulabildiği coğrafyalarda medya eliyle güçlendirilen "kimlikler" hakim ideolojileri üretmeye ve sürdürmeye muktedirdir. Bu coğrafyalarda medyanın gücü ifade özgürlüğü ve egemen ideolojiler arasındaki belirsiz çizgilerin pervasızca ihlaline sıkça tanık olunmaktadır. Arena metaforu mücadele alanı şeklindeki alışılmış anlamının ötesinde amansız bir karşılaşmanın yaşandığı bir tarafın yaşam savaşı verdiği ve kazananın genellikle baştan belli olduğu bir alana gönderme yapar. Bu alanda "mücadele" olarak adlandırılan karşılaşmanın formu önceden belirlenmiştir. "İdeolojik Arena: Medya"nın bölüm yazarları da toplumsalı belirleyebilecek dinamik olarak medyanın özneleri kendi alanına çekerek mücadelenin formunu ideolojiyle kurduğu kabulünden hareket ettiler. Sayısız farklı formda karşımıza çıkan medyanın ideolojik dilin kabullerin ve davranışların inşasındaki etkisini analiz ettiler ve yorumladılar.