Modernizmle birlikte Batı'nın değişen insan dünya evren ve Tanrı algısı şüphesiz Batı ile sınırlı kalmamış hemen hemen bütün dünyayı etkilemiştir. Maddeye şekil verme hünerini ileri derecede geliştiren ve bunu kullanarak dünyanın geri kalan önemli bir kısmını ya bizzat veya nüfuz alanı oluşturarak egemenliği altına alan ve dünya coğrafyasında önemli değişiklikler meydana getiren Batı'nın bu faaliyetleri ondan etkilenen diğer kültürlerin kendi din ahlak gelenek ve adetlerinden şüphe etmesine sebep olmuştur. Batı'nın üzerimizdeki askeri faaliyetlerinin ve belki Batı'ya olan coğrafi yakınlığımızın bu etkinin bizde daha fazla hissedilmesinin kaynağı olduğu söylenebilir.
Bu çerçevede fikir dünyamızda son yüzyılda seyreden bir hareketlilikten ve buna bağlı olarak meydana gelen önemli değişikliklerden söz etmek mümkündür.
Kendi kültür ahlak din örf adet gelenek kısacası medeniyet anlayışımızı yeni paradigmaya uydurma gayreti aydınlarımızın çoğunun seçtiği yol olmuştur. Bununla birlikte Batı'dan teknolojinin teknolojiyi oluşturan bilginin ve bilgi yönteminin alınmasının şart olduğunu ancak kadim kültürün korunması gerektiğini savunan aydınlarımız da az değildir. İşte bunlardan biri de son yüzyılda kültürümüz ve kültürümüzü meydana getiren bilgi dallarıyla ilgili birçok eser kaleme almış olan Ömer Nasuhi Bilmen'dir. Bir toplumu diğerlerinden ayıran en önemli faktörlerden biri de etik kurallar konusundaki tercihlerdir.
Bilmen belki de bunu fark ettiği için etik konusuna çok fazla önem vermiş bu konudaki değişime karşı çıkmış ve kadim ahlak sisteminin korunması gerektiğini var gücüyle savunmuştur.
Elinizdeki kitap ise Bilmen'in bu konudaki düşüncelerini ele almakta ve irdelemektedir.