Bu kitabın oluşması okumayı söker sökmez gerçekleşti belki de.
Zira galaksileri keşfetmek gibi gelmişti bana okumayı öğrenmek. Kitap okumak; dünyanın en zevkli yemeyi içmeyi unutturacak denli yaşamın yegâne amacı gördüğüm çok mutlu olduğum bir eylemdi.
"Kadın Fotoğrafları" da ilkokul üçüncü sınıfta doğdu.
"Varto'lu Kadın"ın okulumuzu ziyareti ile insanların uzaydan gelen bir yaratığı izler gibi ötekileştirmesine tanık oldum farklı olana acımasızca yapılan lince isyan ettim.
Üniversite döneminde başıma aldığım örtüde de katkı payı çoktu muhtemelen o yaşlı kadının...
"Kadın Fotoğrafları"nın tarihî sîmaları buradan çıktı.
Ki benim her zaman öncüllediğim Osmanlı kadınına karşı yaman bir taraftarlıkla ayakta alkışladığım Selçuklu ve Beylikler dönemi kadınları hayranlığımı hep aldı.
Rabia Anne'yi tanıdığımda şaşkınlıktan yorgun düşmüştüm.
Süreyya Yüksel bir kale gibi yaşamış sade yaşamına mülkiyetin paranın şöhretin sokulmasına siyasanın isli karasının sürülmesine izin vermemişti. Kendisini sadece ilme verip bir yıldız gibi çevresini aydınlatıp asıl mekânına yürümüştü.
Sûfi kadınlar günümüz Müslümanlarının bile örnek aldığı magazinel kültürün baş tacı ettiği vasat sanatçılara öykünen gençlere bir rol model oluşturma çabası idi.
Onlar geldiler
Revnaklı hayatlar yaşadılar
Ve yağız atlara binip gittiler.
Bunların yanı sıra objektifime takılan yüzlerce fotoğraf...
Eleye eleye azaltmaya bir kitabın boyutlarına sığdırmaya çalıştığım farklı cenahlardan kadınlar.
Okuyunca belki de içlerinden bir tanıdığınız çıkacak. Çünkü hepsi yaşadılar bir yerlerde.
Kimileri gitti
Kimileri ise yaşamakta.
Bu seçkin yıldızların karanlıklarda kalmaması hepimiz için iyi olacak.